Tüm Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de artan nüfus ve hızla büyümekte olan sanayi nedeniyle ekonomik ve çevreci enerji üretiminin önemi her geçen gün artmaktadır.
Doğal enerji kaynak rezervlerinin azalması ve bu kaynakların kullanımının iklim değişikliğine neden olması yenilebilir enerji kaynaklarının öne çıkarmaktadır. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın 2010-2014 stratejik planına göre, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması amacıyla, uzun vadeli plan çalışmalarında 2023 yılına kadar yerli kaynakların tümünün kullanılması, yenilenebilir enerji kaynaklarından olabildiğince faydalanılması amaçlanmıştır.
Bu kapsamda hidrolik, jeotermal, güneş, dalga, biyokütle gibi çok çeşitli yenilenebilir enerji kaynakları potansiyel olarak değerlendirilmekte ve yenilebilir enerji kaynaklarının enerji üretimindeki payının %30 düzeyinde olması hedeflenmektedir.
Biyodizel Üretimi
Biyoyakıt, halen kullanılmakta olan araçların motorlarında herhangi bir değişiklik yapmaksızın taşımacılıkta petrole alternatif olabilecek bir yakıt türüdür.
Çeşitli karasal bitkilerden çıkarılan yağlardan biyodizel üretiminin, geleneksel fosil yakıtlara alternatif olacağı düşünülse de, bu amaç için büyük tarımsal alanların kullanılması gerekliliği, küresel insan gıda kaynaklarının ve uzun vadede, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini etkileyebileceği düşünülmektedir. Biyoyakıt eldesi için alternatif olarak mikroalglerin kullanılması, hem önemli büyüklükte tarımsal alanların kullanılmasını önleyecek ve hem de CO2 tüketiminde rol oynayacaktır. Mikroalgler oldukça hızlı üreme yeteneğine sahiptir ve kuru ağırlık bazında % 20-50 yağ içerirler.
Biyogaz Üretimi
Biyogaz, biyokütlenin işlenmesi sonucunda elde edilen yanıcı bir gazdır. Doğalgaz gibi diğer gazlardan farklı olarak organik biyokütleden elde edilmektedir. Organik biyokütle olarak biyolojik atıklar, gıda sanayii kaynaklı organik atıklar, mısır veya şeker pancarı gibi enerji bitkileri ile hayvan besiciliğinde oluşan hayvansal dışkıları biyogaz üretiminde kullanılmaktadır.
Ayrıca son yıllarda algal biyoteknolojideki gelişmelere bağlı olarak alg biyokütlesi de biyogaz üretme amaçlı kullanılmaktadır.
Biyokütlenin biyogaz tesislerinde bakteriler ve farklı mikroorganizmalar kullanılarak biyokütle ayrıştırılarak biyogaz üretilir. Bu çok aşamalı fermantasyon sürecinin son ürünlerini oksijen, metan (% 45-70) ve karbon dioksit (% 25-55) oluşturmaktadır.
Biyogazın enerji olarak kullanılabilmesi öncelikle biyogaz içerisindeki metan konsantrasyonuna bağlıdır. Üretilen biyogaz genelde kombine ısı ve enerji santrallerinde, doğrudan lokal çapta kullanılabilen veya elektrik şebekesine verilebilen elektrik enerjisine dönüştürülmektedir. Yanma aşamasında ayrıca oluşan ısının da tesis yakınındaki binalar veya seraların ısıtılmasında, saman kurutulmasında, süt soğutulmasında veya ahırların iklimlendirilmesinde kullanımı mümkündür. İşletme ekonomisi açısından başarılı olabilmek için elde edilen elektrik ve ısının kapsamlı bir şekilde kullanılması büyük önem arz etmektedir.